3 Ekim 2011

Organize Olamıyorum :-(

Kurumsal hayatın içindeyken, ben gayet organize biriymişim de haberim yokmuş:-( Sabah 9:00 akşam 6:00 çalıştığım dönemde, bir koşturmaca içinde de olsa her yere yetişir, randevularıma geç kalmazdım. Şimdi ise öyle mi, hiç bir şeyi yetiştiremiyorum :-( Sanmayın ki sabahları 11:00'lere kadar uyuyorum, hayır aksine her sabah 7:30 dediniz mi ayaktayım, ama gene de organize olamıyorum ve bir yerlere geç kalmayı beceriyorum...
15 senedir sürekli kısıtlı zaman dilimine bir çok şeyi sığdırmayı başardığım için fazla zamanım olunca bununla baş etmeyi beceremiyorum:-( Bu böyle gitmez, kendimce bir takım önlemler almaya çalışıyorum, ama şu an için maalesef zamanımı yönetemiyorum ...
Bununla ilgili önerisi olan varsa, acil yardımlarınızı bekliyorum.
Sakın bana kurumsal hayata dön o zaman demeyin... Ben halimden gayet memnunum sadece biraz organize olmaya ihtiyacım var:-)))

26 Eylül 2011

Napa Vadisi

Napa’dayız..Sağım solum, önüm arkam her yer üzüm bağları…
Uçsuz bucaksız üzüm bağları, hepsi aynı boyda, öylesine düzgünki... Etraf da bir o kadar sessiz, içimde uzun zamandır hissetmediğim bir dinginlik hissi uyanıyor. 

Napa vadisi , Napa da dahil olmak üzere toplamda 6 kasabadan oluşuyor. Napa, Yountville, Oakville, Rutherford, St. Helena ve son olarak Carlistoga. Burası benim hayal ettiğim kadar büyük değil, kasabalar arası arabayla en fazla 10 dakika sürüyor. Her kasaba belli bir üzüm çeşidi ile anılıyor. 

İlk tadım durağımız, Napa’daki ünlü şampanya üreticisi Tatittinger'in kurduğu Domain Carneros. Güne şampanya ile başlamak da ayrı bir keyifJ
Domain Carneros


Daha sonra, Paraduxx'u gezdik. Paraduxx'un en dikkat çeken özelliği , California bölgesinin yerli  Zinfandeli ile Cabernet Sauvignon'un muhteşem tadını birleştirerek geliştirdiği karma kırmızı şarabı. Harika bahçesi  ve peynir tabağıyla şarapların tadını çıkarabilirsiniz. 


23 Eylül 2011

Uzun bir aradan sonra

Çok uzun bir ara verdiğimin farkındayım. Fakat haklı sebeplerim var :-) Cey'in düğün hazırlıkları son sürat devam ediyor, düğün, kına derken sürekli bir koşturmaca halindeyim...

En kısa zamanda arayı kapatmayı hedefliyorum. ilk yazım yakında burada...

10 Ağustos 2011

Kapalıçarşı Volume II


Tatil öncesi son yazımı yazayım istedim. Bloğumdan pek ayrı kalmak istemesem de yollarda yazmak zor olabilir. En kısa zamanda yeni yazılarımla aranızda olacağım. 
Bu sefer, kısa da olsa biraz yemek olayına gireceğim.
Ne zaman Kapalıçarşı konu olsa, aklıma Tarihi Subaşı lokantası gelirdi. Kapalıçarşı'ya ne zaman yolum düşse oranın güzel ev yemeklerinden tatmak için sabırsızlanır hemen soluğu orada alırdım. Lokanta ile ilgili çıkan gazete küpürleri her yeri kaplar , yemeklerin lezzeti öve öve bitirilemezdi ve haklı bir namı vardı.   Semuş'la yani  annemle  yaptığımız Kapalıçarşı gezimizde her zamanki gibi  Subaşı lokantasına gitmiştik. Ama malesef beni hayal kırıklığına uğratmıştı.  Yemeklerinde eski lezzeti bulamamıştım. Ve eskiye oranla fiyatlarını da artırmıştı. 
Geçenlerde tekrar Kapalıçarşı'ya yolum düştüğünde alışveriş yaptığım esnaftan aldığım tavsiye üzerine Bahar lokantasına gittik, iyi ki de gitmişiz.  Nuruosmaniye  kapısına yakın Yağcı Han'ın iç avlusunda yer alan  Bahar lokantasında nefis Türk tencere yemekleri yemeniz mümkün. Benim tercihim beğendi ve bamya oldu. Semuş ise zeytinyağlıların tadını çıkardı. 
Bahar Lokantası : 0212 512 74 39

1 Ağustos 2011

Kapalıçarşı Volume I

Bu aralar eve sardım, bir süredir aklımda olan eksikler şimdi gözüme iyice batmaya başladı…
Hepimizin  bildiği Nişantaşı, Modoko, Adressİstanbul  gibi yerleri dolaştım ama uzun zamandır aklımda olan Kapalıçarşı’ya gitmeye ancak fırsatım oldu…

Önce halıcılardan başlamak istiyorum. Eğer halı, kilim  arıyorsanız ve eviniz ultra modern değilse ,  değişik bir tarz yakalamak için Kapalıçarşı gerçekten cennetJ Eğer faklı olma istiyorsanız burada alternatif çok, gerisi sizin zevkinize ve yaratıcılığınıza kalmış.
Bu arada eskiden Kapalıçaşı’ya gidince insanda "kazıklanma" duygusu  oluşurdu, bence bu artık geçmişte kalmış. Turistlere nasıl yaklaştıklarını bilemiyorum ama yerli turiste yardımcı oluyorlar.

Benim uğradığım ve beğendiğim birkaç adresi size burada vereceğim.  

Adnan Hasan Kardeşler: 0212 527 98 87
Kapalıçarşı’da halı denince ilk akla gelen isimlerden biri. Çalışanlar bilgili ve çok yardımcılar, burada en çok Uşak halıları dikkatimi çekti. Hem renk olarak fazla iddialı değil hem de kendi zevkinize göre de yaptırabiliyorsunuz. İstediğiniz modeli katalogdan seçip rengine de karar verdikten sonar size özel halınız hazır. İşçilik maliyetlerinin ucuz olması sebebiyle Uşak halılarının da  Hindistan’dan dokunanı var. Bunlar maliyet olarak tabi daha ucuz oluyor.
Uşak halısı

Yağcı bedir


Gabe

Ethicon: 0212 527 68 41
Son birkaç senedir moda olan patchwork tarzı halıların ilk burada üretilmeye başladığını söylüyorlar. Bize ait anadolu motiflerini modern hale getirerek değişik bir tarz yakalamışlar. Uğramanızı tavsiye ederim.  Zaten burada kilim ve halı olarak sadece patchwork ler var. Ve birçok halıcıda bulamayacağınız kadar çok çeşit ve renk var. Halılar metrekare olarak satılıyor.  Son dönemim gözde patchwork halı ve kilimlerin metrekaresi 300TL civarında.
Aynı firmanın Dhoku adlı mağazasını da gezebilirsiniz. Burada da gene modern tarzda halı ve kilimler var.
Patchwork tarzı kilim


Patcwork tarzı halı


Eskitilmiş Halı
Patchwork tarzı kilim

Benim favorilerim  ise, gabeler ve eskitilmiş halılar...

Bunlar , Kapalıçarşı'da görebileceğiniz alternatiflerden sadece bir kaçı..  Daha fazlası için, Halıcılar caddesi ve civarına bakmanız yeterli...

Kapalıçarşı gezimiz kumaşçılar, gümüşçüler ve yemek turumuz ile devam edecek :-)